( Bu makale Av. Ahmet GÜÇLÜ tarafından 14.06.2022 tarihinde “müsvedde” olarak hazırlanmıştır. Eksiklik vardır. )

  1. İLÂM NEDİR?

İlam şüphesiz Arapça bir kelimedir. Bu kelimenin anlamı için etimoloji sözlüğüne bakmak gerekir:

“Arapça ˁlm kökünden gelen iˁlām إعلام “bildirme, bildiri” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça aˁlama أَعْلَمَ “bildirdi” fiilinin ifˁāl vezninde IV. masdarıdır. Bu fiil Arapça ˁalama عَلَمَ “bildi” fiilinin IV. fiilidir. ” ( https://www.nisanyansozluk.com/kelime/ilam )

Görüldüğü gibi ilâm bildirmek demektir. Aslında mahkemenin yargılama neticesinde zaten olan bir şeyi hukuk aleminde bildirmektedir. Mahkemenin yargılama neticesinde yaptığı iş budur. Bu nedenle ilâm kelimesinin Türkçe bir karşılığı yoktur. İlâm sık sık ilan kelimesiyle karşılaştırılmaktadır. Ancak ilan duyurmak demektir. İlâmdan ilanın farkı bildirme eyleminin bir süreç neticesinde ve bir kurum yahut bir otorite tarafından onaylanması gibi semantik bir anlamı içerir

  1. NELER İLAMDIR?

A. GENEL OLARAK

  • Sulh hukuk, asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri ile özel mahkemelerden (kadastro, iş mahkemeleri vb.) alınmış (eda hükmü içeren) nihai kararlar,,
  • Ceza mahkemelerinin ilamlarının tazminata veya yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrası,
  • Sayıştay ilamları, (6085 sayılı Sayıştay Kanunu m. 50/II-e)
  • Tam yargı davalarında verilen idari yargı mercilerinin ilamları (İYUK Md. 28 vd.)
  • Tenfizine karar verilen yabancı mahkeme ilamları, (MÖHUK Md. 57)
  • Yargıtay’ın ilk ve son derece mahkemesi olarak bakıp sonuçlandırdığı davalar, (Yargıtay Kanunu Md. 13 vd.)
  • Tüm davalarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri.

B.Ayrıca İcra ve İflas Kanunu 38. maddeye göre bazı belgeler ilamdır:

  • Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar (HMK Md. 313-315) ve kabuller, (HMK Md. 307 vd.)
  • Kayıtsız ve şartsız para borcunu ikrar eden re’sen tanzim edilen noter senetleri,
  • İstinaf ve temyiz kefaletnameleri, (HMK Md 350,367)
  • İcra kefaletnameleri.

C.Özel kanunlarda ise bazı belgeler ilam kabul edilmiştir:

  • Avukatlar hakkında verilen para cezasına ve giderlere ilişkin, (116 Sayılı Kanun Mad. 162 vd.)
  • Avukatlar tarafından düzenlenen uzlaştırma tutanakları, (4667 sayılı Kanunun 23. maddesi ile eklenen 35/A Mad.)
  • Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun yıllık aidat ve katılım payı ile ilgili kararları (5362 Sayılı Kanun Mad. 61)
  • Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na göre düzenlenen anlaşma belgesi (6125 Sayılı Kanun Mad. 18/II)
  • Mühendis ve mimar odalarının verdiği aidat ve para cezalarına ilişkin kararlar (6235 Sayılı Kanun Mad. 30)
  • Tahkim Kanunu gereği, hakemler tarafından verilen kararlar (3533 Sayılı Kanun Mad. 7)
  • Hakem ile yabancı hakem kararları (HMK Md. 439)
  • Tüketici Hakem Heyeti Kararları (6502 Sayılı Kanun Mad. 70/1)
  • Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre düzenlenen uzlaşma belgesi (5271 Sayılı Kanun Mad. 253/19)
  • Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu’nun kayıt ücretleri, yıllık aidat, munzam aidat, navlun hâsılatından alınacak oda payları ve Birlik aidatı ile borsa tescil ücreti ve bunlara ait kesinleşen gecikme zamları ile para cezalarının tahsiline ilişkin olarak oda, borsa ve Birlik Yönetim Kurulunca verilen kararlar, (5174 Sayılı Kanun Mad. 77 Vd.)
  • Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetleri, kâğıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmeler ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy veya mahalle ihtiyar heyetleri tarafından parasız olarak tasdik olunan senet ve belgeler, (1581 Sayılı Kanunu Mad. 12 vd.)

Yukarıda sayılan belgeler İLAMDIR. Bir belgenin ilam olması icra edilebilirliğini getirir. Bu ilam olmanın vazgeçilmez sonucudur.

Ayrıca ilam neticesinde bir hukuki durum ortaya çıkmıştır. Bunun bazı durumlarda özellikle yargılama neticesinde TEMYİZİ gerekecektir. Temyiz ve kesinleşme aşaiğıda incelenecektir.

  1. KESİNLEŞME NEDİR?

Kesinleşme; kanunun öngördüğü şekilde ileri sürülen hak, müracaat yahut hukuki muamelenin maddi ya da şekli hukuk anlamında tersini yahut bir kısmını geri çevirme hakkının kanunun öngördüğü sürelerde tüketilmesi sonucunda ileri sürülenin maddi hukuk ve şekli hukuk alanında vücut bulmasına denir. ( IUS JUDICATA )

Şüphesiz kesinleşme tebligat hukukunun ayrılmaz bir sonucudur. Genel olarak kesinleşme muhatabına bu unsurun tebliğ ya da tefhim edilmesiyle başlar ve sürelerin aşımıyla biter.

  1. TEMYİZ NE DEMEKTİR?

Temyiz Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamına gitmek için etimoloji sözlüğe bakmak gerekir:

” temyiz Arapça myz kökünden gelen tamyīz تمييز “ayırma, ayırdetme, seçme” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça māza مَازَ “seçti, ayırdı” fiilinin tafˁīl vezninde II. masdarıdır. “

Görüldüğü gibi temyiz etmek seçmek demek olup hukuki anlamı itibariyle üst makamın alt makamın kararını kanunu öngördüğü sınırlar içerisinde seçmesi anlamına gelmektedir. Temyiz, istinaf etmeyi kapsar.

( İstinaf kelimesinin kökü şöyledir: istinaf Arapça Anf kökünden gelen istiˀnāf إستئناف “yeniden başlama, baştan alma” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ānif آنف “önceki, önde giden” sözcüğünün istifˁāl vezninde X. masdarıdır. (NOT: Bu sözcük Arapça anf أنف “burun” sözcüğü ile eş kökenlidir.) )

Temyiz hukuken üst mahkmeye kararın düzeltilmesi, değiştirilmesi nihayetinde hukuka ve kanuna uygun hale getirilmesi için başvurulan bir hukuki yoldur.

  1. İLAMI KİM YERİNE GETİRİR?

Yukarıda açıklandığı üzere ilam hukuk anlamında bir hareket meydana getirmez. Bu hareketi icra daireleri yapar. Ancak şunu açıklamak gerekir ki ilamlar bunların muhatapları arasında da yerine getirilebilir. Bir kararın icrasına gerek duymaksızın da taraflarca yerine getirilebilir.,

  1. İLAM BÖLÜNEBİLİR Mİ?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verdiği kararlarında ” BİR İSTEME DAYALI ” davalarda esas isteme bağlı yargılama gideri, vekalet ücreti gibi taleplerin esas istemin kesinleşmesiyle icra edilebileceğini kurala bağlamıştır.

Birden fazla istemi olan davalarda istemlerden birisinin icra edilmesi kesinleşme şartına bağlı değilse bu karar icra edilebilir. Bu durumda ilam bölünmemiş olacaktır. ( Boşanma davası ile açılan mal rejimi davası iki isteme dayanır. )

İlam açıkça istemlere yani davanın türüne bağlıdır.

  1. DAVANIN TÜRÜ YANİ İSTEM NASIL TESPİT EDİLİR?

Davanın türü gerekçeli kararda ” DAVA ” kısmının karşında yazan yerdir. Bu kısım esas alınmalıdır. Yahut tensip zaptında belirtilir. ( davanın açılmasıyla davalıya ve davacıya tebliğ edilen tensip zaptında )

  1. KURAL: TEMYİZ İCRAYI DURDURMAZ

HMK Madde 367

(1) Temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.

(2) Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.

Kanunun lafzi yorumundan çıkan sonuçlar şunlardır:

  1. Temyiz icra durdurmaz.
  2. İcranın geri bırakılması kararı istisnadır. ( Tehir-i icra olarak eski adıyla uygulamada anılır. )
  3. Nafaka kararlarında icra geri bırakılmaz.
  4. Kişiler, aile ve taşınmaz ayni kararlarında kesinleşme şartı vardır.

Kural olarak kanunda ya da uygulama bakımından Yargıtay’ın verdiği bağlayıcı kararlar dışında istisna üretilemez.

  1. İSTİSNALAR

Türk Hukukunda en temel yorum ilkelerinden birisi şudur: İSTİSNALAR DAR YORUMLANIR. Böylece Hukuk Muhakemeleri Kanunu 367. maddesinin 1. fıkrası gereğince temyiz icrayı durdurmayacak olup istisnalar ise açıkça kanunda ya da Yargıtay’ın içtihatleri birleştirme kararlarında açıkça yazmalıdır. Aksi halde genel kural gereği ilamın temyizi icrasını durdurmayacaktır. ( yukarıda vardır )

İstisnalar şöyledir:

A. AİLE HUKUKUNDAN VE KİŞİLER HUKUKUNDAN DOĞAN DAVALAR KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEMEZ.

Aile hukukundan doğan babalık, boşanma gibi durumlar kesinlikle kesinleşmeyle birlikte icra edilir. Ancak yukarıda 2. Kısımda sayılan İlam sayılan belgeler arasında ara karar olarak verilen tedbir nafakası olmadığından (nihai karar olması halinde ilam konusudur. ) tedbir nafakası ilamlı takip konusu olamaz. Tedbir nafakası ilamsız takip niteliğinde karar kesinleşmeden yapılabilir.

Kişiler Hukukuna dair davalara örnek olarak isim değiştirme, gaiplik, Marka hakkına tecavüz, Haksız Rekabetin Önlenmesi,Şirketlerin fesih ve tasfiyesine ilişkin davalar, Haksız Müdahalenin önlenmesi,Konusu para olmayan Hakem Kararları ,Sigorta Hakem Kararları gibi davalar kişiler hukukuna tabi olup kesinleşmeden icra edilemez.

B. TAŞINMAZIN AYNİNDEN DOĞAN DAVALAR KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEMEZLER.

Ayni haklar herkese karşı ileri sürülebilen haklardır. Ayni kelimesi ayna, aynen, aynı gibi anlamlara gelir. Herkesin görebildiği ve kabul etmesi gereken haklara ayni haklar denir. Taşınmazın ayni haklarının ilki mülkiyet hakkıdır. Ayni hakkın zıttı nisbi haklar olup, nisbi kelimesi nisabet kelimesinden gelir ve orantılı demektir. Orantı yapılabilmesi için en az 2 öncül birbiriyle kıyaslanmalıdıır ( İki insandan birisi uzun diğeri kısadır. ) Ancak herkese ileri sürülebilen ve bir kişiye dahi istisna tanımayan haklar ayni haklardır. Kanun koyucu açıkça ayni haklara kesinleşme şartı getirmiştir.

Bu davalara örnek olarak tapu iptal tescil davaları örnek verilebilir.

Örnek olarak istihkak davası kesinleşmeden icra edilemez. Zira istihkak iddiası eşyanın mülkiyetine dönük bir davadır.

C. İNFAZ KANUNDAN DOĞAN MAHKUMİYET KARARI KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLMEZLER.

5275 s. İnfaz Kanunu Madde 4

(1) Mahkûmiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz olunamaz.

D. MENFİ TESPİT DAVASINA İLİŞKİN İLAMLAR KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLMEZLER. (İİK 72. MADDENİN 5. FIKRASI )

“Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. “

E. KİRA TESPİT İLAMLARI KESİNLEŞMEDİKÇE İCRA EDİLMEZLER. (12.11.1979 TARİH 1979/1-3 SAYILI İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI)

” SONUÇ : Kira tesbitine ilişkin mahkeme kararı ile belirgin hale gelen kira farkı ala cağına, ayrıca ihtara gerek kalmaksızın, kira tesbiti kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiğine, 24.11.1995 gününde ve üçüncü toplantıda oyçokluğuyla karar verildi. “

https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/22511.pdf

F.YABANCI MAHKEME İLAMLARININ TENFİZİ HAKKINDAKİ KARARLAR (MÖHUK. 41/2)

G.SAYIŞTAY KARARLARI (832 SAYILI SAYIŞTAY KANUNU 64. MADDE)

H.İDARE ALEYHİNE AÇILAN HACİZ VEYA İHTİYATİ HACİZ UYGULAMALARI İLE İLGİLİ DAVALARDA VERİLEN KARARLAR (2577 SAYILI İYUK 28/1)

  1. İCRA MÜDÜRÜNÜN İLAMLI TAKİBİ TAKDİR YETKİSİ VE SÜRESİZ ŞİKAYET YOLU

İcra takibi takip talebiyle başlar. İcra müdürü takip talebini reddedemez. İlamlı takiplerde icra müdürü hüküm kısmımı aynen uygulamakla yükümlüdür.

Doktrindeki hakim görüşün aksine Yargıtay;“infazı için kesinleşmesi zorunlu olan ilamların takibe konu edildiğinde, icra müdürünün bir icra emri düzenleyerek borçluya tebliğ etmesi gerektiği, icra müdürünün, ilamın kesinleşip kesinleşmediğini kendiliğinden denetleme yetkisi olmadığını, icra emri tebliğ edilen borçlunun şikayet talebi üzerine bu konunun icra mahkemesince inceleme konusu yapılabileceği” yönünde görüş ortaya koyarak, icra müdürünün ‘takibe konmak istenen ilâmın kesinleşip kesinleşmediği’ yönünde bir denetleme yapmasının yetkisi dahilinde olmadığını belirtmiştir.

Kesinleşmeden icra edilen bir karar İİK 16 kapsamında süresiz şikayet tabidir. Şikayet ile takibin iptali istenebilir.

Örnekler:

  1. İstihkak davası kesinleşmeden icra edilebilir mi?

İstihkak davasının esası eşyanın mülkiyeti olup 10/b kısmındaki istisna gereğince ( mülkiyet bir ayni haktır ) her ne kadar İİK madde 363 dikkate alınsa bile mülkiyet hakkını yani ayni hakkı ilgilendirdiğinden KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLMEZ.

  1. Ceza mahkemesinin verdiği lehe vekalet ücreti kesinleşmeden icra edilebilir mi?

Ceza yargılamasından esas istem yargılanan kişinin mahkumiyetidir. Yukarıda anlatılan 10/C istisnası gereğince ve 6. kısımda anlatılan ilam bölünme kuralı gereğince mahkumiyet istemine ya da beraat istemine dayanan isteme bağlı yargılama gideri ve vekalet ücreti KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEMEZ.

  1. Maddi ve manevi tazminat kesinleşmeden icra edilebilir mi?

Bu durumda gerekçeli kararın dava türüne bakmak gerekir:

Eğer ismin haksız yere kullanılmasından doğan bir dava ise bu durumda Kişiler Hukukuna tabi bir hak olacağından hem maddi hem manevi tazminatlar KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEMEZLER.

Eğer taşınmazın haksız işgalinden doğan ve mülkiyet içermeyen bir işgalden doğan maddi ve manevi tazminat istemli bir dava ise KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEBİLİR.

Eğer idarenin haksız işlemi nedeniyle ödenmeyen paranın şahıs varlığını ilgilendirmeyen ve sadece ekonomik amaç gütmesi durumunda ise KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEBİLİR.